Kayıtlar

Temmuz, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sahiplik anlamı getiren "ZÛ" ("ذو") lardan sonra gelen kelimelerin bazısı nekire, bazısı ma'rife geliyor. Bunun sebebi nedir?

Ayrıntılı olarak açıklamaya çalışayım: 1. Zû ifadesi cümlede birçok görevde olabilir. Bu örneklerde Zû genelde sıfat olarak gelmiş. 2. Zû bulunduğu yerlerde hep muzâf olarak bulunur ve yanına bir muzafun ileyh alır. 3. Sıfatın (na't) özelliği mevsufun (men'ût) yani o sıfatla sıfatlanan varlığın bütün özelliklerini taşımaktır. 4. Bir mevsuf (men'ût) ma'rifeyse sıfatının (na't) da ma'rife olması gerekir. 5. Bütün muzaflara ma'rifelik ya da nekirelik özelliğini veren muzafun ileyhleridir. Muzafun ileyh nekire ise muzaf nekire, muzafun ileyh ma'rife ise muzaf ma'rife olur. 6. Bu nedenle Zû, ma'rife bir isme sıfat olursa, onun muzafun ileyhi ma'rife olmak zorundadır. Eğer Zû, nekire bir isme sıfat olacaksa da, ona ait muzafun ileyhin nekire olması gerekir. رَجُلٌ ذُو سَيَّارَةٍ جَمِيلَةٍ.... (güzel arabalı bir adam) Burada racul nekire olduğu için zû'dan sonra gelen kelime nekire. اَلرَّجُلٌ ذُو السَّيَّارَةِ الْجَمِيلَةٍ.... (güzel arabalı

"Kevkeb ve Necm" Gezegen mi, Yıldız mı?

SORU: Hocam "kevkeb" ve "necm" kelimeleri arasındaki fark ile "kamer" ve "bedr" kelimeleri arasındaki fark nedir? CEVAP: Kevkeb kelimesi "parıldamak" anlamına gelen "kevkebe" fiilinden türemiş isimdir. "Necm" ise "görünmek, belirmek" anlamındaki "neceme"'den türemiş isimdir. Örneğin çocukların dişlerinin ilk belirmesi ya da topraktan bir nebatın ilk belirmesi bu fiille ifade edilir. Hem görünen hem de parlayan olmaları hasebiyle hem yıldıza hem de gezegene her iki isim de verilebilir. Ancak terimsel manalara gelince bunları kullanamayız. Temel sorunumuz, eski Arapların bu konuda birden fazla kelimeleri olmasına karşın Türkçe'de tek kelime var o da "yıldız". Cumhuriyet sonrası kitaplarımızda bu iki kelimeyi ayrımlandırmak için bir de "gezegen" diye bir kelime türetilmiş ki Osmanlı'daki "seyyare" kelimesinin abuk sabuk bir şekilde Türkçe'ye çevrilmesiyle