Kayıtlar

Kasım, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Harf-i cerr ile isim arasına işaret zamiri gelirse, ismin sonu yine kesra olur mu?

Resim
Soru: Harfi cer'lerin kendisinden sonra gelen isimleri cer ettiklerini öğrendik. Peki harf-i cer ile isim arasına işaret zamiri gelirse , ismin sonu yine kesra olur mu? Misal, cümle içindeki 'şu evin içinde' ifadesi , ...fi zalike'l beyti mi, beytu mu olur? Cevap: Harf-i cerr ile ism-i mecrûr arasına işaret zamiri gelirse ne olur diye sormuşsunuz. İşaret zamirleri (ism-i işaretler) de birer isimdir. Dolayısıyla harf-i cerler bu isimlerin başlarına gelince onları cerreder. Ancak işaret isimleri çoğunlukla mebnidir. Yani değişiklikleri üzerlerinde göstermezler. Böyle olduğu durumlarda bu ism-i işarete "mahallen mecrur" denilir. Yani mecrur olması gereken bir yerde bulunuyor ama mebni olduğu için bu değişikliği bünyesinde gösterememiş. "Fî zâlike'l-beyti" ifadesinde "beyt" kelimesi "bedel" dir. Zalike'nin bedelidir. Bedel, kendisine bedel olduğu kelimeye her açıdan uyum sağlar. Zalike göstermese de fî sayesinde mahallen mecru

Arapça kelimeleri nasıl ezberleyebilirim?

Resim
Kelime ve cümle kartları, kelime öğreniminde oldukça yaygın kullanılan bir yöntemdir. Yeni bir dil öğrenme çabasına giren herkesin en büyük sorunlarından biri grameri anlamak, bir diğeri de kelime ezberlemek olur. Yüzlerce, binlerce yıl içinde şekillenen ve o kültürün kendi çocukları tarafından yaşatılan, geliştirilen bir dilin, yine yüzlerce yıl içinde biçimlenen inceliklerine vakıf olmak, onların seslere biçtikleri manaya aşina olmak, dışarıdan bakan bir göz için oldukça karmaşık birer unsurdur. Ortalama yetmiş yıllık bir ömre sahip bir insanın dünyada halen yaşayan ve yüzlerce yıllık geçmişte süzüle süzüle üretilmiş dillerin hiçbirini eleştirecek yetkinliğe ulaşması mümkün değildir. Bu nedenle dilleri olduğu gibi kabul edip, beğenmediğimiz kural ve kelimelere burun kıvırmak yerine empatiyle o dilin şifrelerini çözmeye çalışmak gerekir. İşte bu çaba birçok insan için sorun teşkil etmiştir, etmektedir.  Arapça dili de bambaşka zenginlikleriyle yeni taliplerine bu sorunları gayet zengi

مِفتَاحُ بَابِ بَيْتِ أَحمَدَ tamlamasında kapı ve evin önüne belirlilik takısı koymak gerekir mi ?

Resim
Soru:  مِفتَاحُ بَابِ بَيْتِ أَحمَدَ tamlamasında kapı ve evin önüne belirlilik takısı koymak gerekir mi ? Cevap: Burada geçen tamlama Türkçe'de de olduğu gibi bir zincirleme isim tamlamasıdır. Arapça'da muzâf için olan kural: Elif-lam almamak, tenvin almamak. Muzafun ileyh için kural ise: Mecrûr olmaktır.  Bir kelime hem muzâf hem de muzâfun ileyh ise o kelime bu iki grup kurala da aynı anda uymak zorundadır, yani aynı anda hem elif-lam ve tenvin almayacak, hem de mecrûr olacaktır.  Burada miftâh kelimesi muzâf olduğu için elif lam ve tenvin almamıştır. Bâb kelimesi beyt kelimesine muzâf olduğu için elif-lam belirlilik takısı almaz, öte yandan miftah kelimesine muzâfun ileyh olduğu için mecrûr olur.  Beyt kelimesi, Ahmed kelimesine muzâf olduğu için elif-lam belirlilik takısı almaz, öte yandan bâb kelimesine muzâfun ileyh olduğu için mecrûr olur.  Ahmed kelimesi hiçbir şeye muzaf değildir, beyt kelimesine muzâfun ileyhtir. Bu nedenle mecrûrdur. Ne var ki Ahmed kelim

Türkiye Neden Kalkınamıyor?

Resim
Nasıl insanlarsınız? Başınıza gelen hadiseler sonunda sebep ve sonuç ilişkilerini irdelerken bakışlarınız, odağınız dışarı doğru mu, yoksa içeri doğru mu? Elde ettiğiniz başarıları kendinizden, başarısızlıkları da etrafınızdaki insanlardan biliyorsanız, siz dışsal eleştiri odaklı bir insansınız. Bütün ülkelerde dışsal eleştiri yapan insanlar vardır. Dışsal eleştiri yapan insanların çoğunlukta olduğu ülkeler gelişmemiş ülkelerdir. Gelişmiş ülkelerin içinde dışsal eleştiri yapan kişiler de o ülkelerin başarısız insanlarıdır. Eleştiri oklarını kendinize yöneltmeden ilerleme kaydedemezsiniz. Türkiye gibi geri kalmış ülkelerin genelde tavrı suçu çevre ülkelere ve süper güçlere atmak şeklinde olur hep. "Tabii Türkiye gelişsin istemiyorlar. Osmanlı'nın yeniden dirilmesinden korkuyorlar. Ne zaman bir huzura kavuşacak olsak hemen devreye girip ortalığı karıştırıyorlar." şeklinde demeçlere çok sık rastlarsınız geri kalmış ülkelerde. Oysa gerçekler acıdır ve acıtır. Bu nedenle kimse

Bir oturuşta 3-5 ders dinliyorum. Nasıl çalışmalıyım?

Resim
Soru: Bir oturuşta 3-5 ders dinliyorum. Nasıl çalışmalıyım? Cevap: Sindire sindire gitmekte ve alıştırmaları harfiyyen yapmakta tereddüt etmeyin. Genelde öğrenciler 3-5 üniteyi hırsla hemen bitirir. Sonra alıştırmalarda gevşek davrandıkları için sonraki üniteleri anlamakta zorlanmaya başlarlar. Zorlanmamanın yolu sindirmektir.

İleriki dersler neden yok?

Resim
Soru: İleriki derslerin videoları neden yok? Cevap: Olmayan dersler henüz yapılmamış derslerdir. Yaptığım dersleri sizden saklıyor değilim yani. Ders hazırlandıktan sonra gecenin hangi saati olursa olsun sisteme yüklüyor ve sizlerin istifadesine sunuyorum. Oldukça yoğun bir ön çalışma ve arkasından da ayrı bir çalışma gerektiriyor bu dersleri yayınlamak. Sizin bir saat içinde tükettiğiniz bu derslerin her biri için ben bir hafta harcıyorum. Sabır, savaş, zafer...

Bu dersler sonunda Kuran ve Hadisleri anlar mıyız?

Resim
Soru: Bu dersler sonunda Kuran ve Hadisleri anlar mıyız, yoksa pratik yönü mü daha ağır olur? Cevap: Kitaplarımız modern usulde hazırlanmış da olsa maksadı Kuran'ı anlamayı sağlamaktır. Gayret ve diķkatle dersleri takip edenler bunda muvaffak olurlar.

Durus Kitabı'nın Türkçe anlatımlısını nereden bulabiliriz?

Resim
Soru: Ders yaptığınız Durûsu'l-Luğati'l Arabiyye kitabı Türkçe anlatımlı, fakat piyasada satılan tamamen Arapça. Aynı kitabı almamız için örnek link gönderebilir misiniz? Cevap: Türkçe anlatımı ben hazırlayıp ekledim. Kitabın piyasada satılan Türkçe anlatımlı bir versiyonu yoktur.  Kendi hazırladığım notların da ders notları halinde ancak 1. cilt ve 2. cildin ilk 10 ünitesi için olanlarını bulabilirsiniz. Onları şu linklerden edinebilirsiniz: 1. Cilt                       2. Cilt Bu notlardan sonra video derslerimin içeriğini ve görsel zenginliğini artırmaya giriştim ve bu nedenle ders notlarını hazırlamayı bıraktım. Zaman sıkıntısı olduğu için maalesef bir şeye özenirseniz, bir başka şeyden vazgeçmek durumunda kalıyorsunuz. Rabbim nasip ederse uygun bir zamanda onları da bitiririz inşaallah. 

Durûs kitabını tüm ciltleriyle tam anlamıyla bitiren biri sadece klasik eserleri bitiren biriyle aynı seviyede olur mu acaba?

Resim
Soru: Durûs kitabını tüm ciltleriyle tam anlamıyla bitiren biri sadece klasik eserleri bitiren biriyle aynı seviyede olur mu acaba? Cevap: Klasik eserlerde en ince ayrıntısına kadar bazı konular anlatılır. Yani tipik bir gramer kitabında olduğu gibi. Gramer kitaplarından dil öğrenilmez. Ancak dilin kuralları öğrenilir. Dili öğrenmek pratik işidir. Bunu da en iyi ya bir Arap ülkesine giderek ya da modern usullerde okuyarak öğrenebilirsiniz. Klasik medrese kitapları teorik anlatımları nedeniyle öğrencilerin önemli bir çoğunluğuna Arapça öğretememektedir. Modern çağda modern usuller kullanılmak suretiyle bilgilerin daha geniş tabanda öğretilmesi mümkün olmaktadır. Arapça öğrenimi, sonu olmayan bir serüvendir. Durus kitabını bitirerek mükemmel bir Arapça öğreneceğinizi söyleyemem. Aslına bakarsanız bunu hiçbir kitap için söyleyemem. Ancak söyleneni anlayacak, metinleri çözecek ve meramınızı karşınızdakine anlatacak kadar, yani matlub seviyede Arapça öğrenirsiniz. Bunun üzerine belagat ve y

Arapça'da müsteşfâ (المستشفى) kelimesi müzekker (مذكر) midir, müennes (مؤنث) midir?

Resim
المستشفى kelimesi müzekkerdir. Onunla kastedilen manâ "şifa bulma mekânı" ( مكان الاستشفاء )  olarak söylenebilir. İstif'al babından ism-i mekândır. Ancak müennes olarak kabul edilmesi de caizdir. Yine de aslolan müzekker olmasıdır.

Kur'ân-ı Kerim'de "Allâhu Ekber" ifadesi geçiyor mu?

Resim
Soru: Kuran'da Allah Ekber(الله أكبر) geçip geçmediği konusunda bizi aydınlatırsanız seviniriz. Ayrıca Allah Ekber kelimesini Türkçeye çevirisini yani ekber kelimesi hakkında açıklayıcı bilgi veriseniz seviniriz. şimdiden Allah razı olsun sizden. Arapça dersleri için teşekkür ederim. Cevap:  Sevgili Nusret Bey,   Ekber ifadesi Kur'an-ı kerim'de 1 kez if'âl babında fiil olarak,24 kez isim olarak, 11 kez sıfat olarak geçmektedir. Ancak Allâhu Ekber şeklinde geçmemektedir. Allah ismiyle yanyana geldiği ayetler hatırlayabiliriz. Tevbe Suresi 72. Ayet, Ankebut Suresi 45. Ayetler bunlardandır. Ancak bunlarda Ekber ifadesi Allah ismini değil başka isimleri nitelemektedir. Allâhu Ekber ifadesini söylemek, Kur'an-ı Kerim'de onu tekbir etmemizi emreden ayetlerle de (Hacc,37;Müddessir,3; İsra,111), Sünnet-i Sahîha ile de bağdaşır. Ekber kelimesi ism-i tafdil'dir. "Daha büyük" ya da "en büyük" anlamına gelir. Her hangi bir şeye nisbet edilmediği takd

Soru: Durûs 1. Cildin sonunda ne durumda olmalıyız, ne yapmalıyız?

Resim
SORU: Selamun aleykum hocam.  Yalnızca Madinah Book kitabını ele aldığımızda, istifade etmek oldukça güç.  Fakat sizin ders notlarınız ve videolu anlatımınız ile desteklendiğinde, kitap çok daha faydalı hale geliyor.  Hatta ingilizce bilenler  http://www.lqtoronto.com  sitesindeki içeriklerle istifadeyi daha da artırabilir.  Benim maruzatım şu:  Madinah Book Cilt-1'i tamamladım yardımlarınızla.  Şimdi ise öğrendiklerimi pekiştirmek ve kalıcı olmasını sağlamak için bol bol soru çözmek, alıştırma yapmak istiyorum. Piyasada ve internette çok sayıda soru kitabı mevcut.  Fakat bunların tasnifi Madinah Book'a göre olmadığı için, Cilt-1'de öğrendiğim konulara yönelik sorular olmuyor.  Size sormak istediğim şey şu:  Cilt-1'i tamamladıktan sonra öğrenci ne yapmalı ki öğrendikleri kalıcı olsun?  Ben aramalarım sonucunda Madinah Book Cilt-1'e ait bir soru kaynağı bulamadım.  (Handout müstesna, onun soru sayısını yetersiz buldum)  Sizin önereceğiniz bir soru kaynağı var mı Madi

Dr. Abdurrahim Kimdir?

Resim
Bu yazıda sizlere Durûsu'l-Luğati'l-Arabiyye Kitabı'nın yazarı olan Dr. Abdurrahim hakkında bazı bilgiler vererek, onu ve ders anlatma usulünü daha yakından tanımanızı amaçlıyorum. Zira ilim talebesi, okuduğu kitapları, yazarları derinlemesine araştırır ve öğrenir ve bunları merak eder. Sıradışı kişiliği ve ilim talebelerine rehberlik ve örneklik yapabilecek yaşam hikayesiyle Dr. Abdurrahim'i birlikte tanıyalım: Dr. Abdurrahim, 1933 yılında Hindistan'ın, Tamil Nadu Eyaleti’nin küçük bir kasabası olan Vaniyambadi’de dünyaya geldi. Liseyi bitirdikten sonra Madras Üniversitesi’nde İngiliz Dili ve Edebiyatı tahsili yaparak 1957 yılında mezun oldu. 1964 yılında Kahire, el-Ezher Üniversitesi’ne girerek Arap Dili ve Edebiyatı konusunda master ve doktora çalışmalarını yaptı. Dr. Abdurrahim Arapça’yı çok erken yaşlarda kendi gayretleriyle öğrendi. Lise eğitimini aldığı okulda Arapça öğretiliyordu, ancak yalnızca fiil çekim tabloları ezberletiliyordu. Abdurrahim bu yöntemden